30 Ağustos 2008 Cumartesi

Sıtma SERDAR ÖZDEMİR

Share it Please
Kendine küçümseyen gözlerle bakan saray doktorlarını çok görmüştü.. Bu bakışlara hazırlıklı olmasına karşın, Versay sarayının, benzerlerinden çok üstün, ihtişamından etkilenmiş olmasından belki, Fransa kralı 14. Lui ve doktorlarının karşısına çıktığında heyecanını gizleyememişti.. Sadece dokuz yılda eczacı çıraklığından şu anda olduğu noktaya nasıl geldiğine(her anını planlamış olsa da) kendi bile inanamadığı anlardan birini yaşıyordu..
Kral Lui, hiçte beklemediği kadar genç görünümlü bu doktoru(aslında ne tam anlamıyla doktor, ne de göründüğü kadar gençti..) karşısında gördüğünde umutsuzluğa kapılır gibi oldu.. Yine de kendini toparlayarak, İngiltere kralının doktoru olan bu gencin eline hararetle sarıldı.. Böyle bir davranış, devasa boyutlardaki salonda bulunanlar için tam bir süpriz olmuştu.. Dr. Talbor, terli elleri kralın avuçlarında, dizlerinin üzerine çökmüş, yakında göstereceği başarıyı düşünerek heyecanını yatıştırmaya çalışıyordu..
“Saygıdeğer şövalye, siz ki kadim dostum, İngiltere kralı Charles’ın saygı ve güvenini kazandınız.. Tek oğlum, Fransa tahtının varisini şifalı ellerinize emanet ediyorum..” Lui bir çırpıda konuştuktan sonra, baktığını bir hiç olduğuna inandıran, aristokrat ifadesini yüzüne tekrar yerleştirip salondan çıktı..
İşini yapıyor olmanın verdiği özgüvenine tekrar kavuşan Sir Robert Talbor, Fransız doktorlardan sıtmaya yakalanmış hastası ile ilgili bilgileri aldıktan sonra üstünlüğünü kabul ettirmek için hamlesini yaptı; “Siz baylar sıtmanın ne olduğunu bilebilirsiniz, ben bilmiyorum.. Ama onu tedavi ediyorum, ya siz?”
Kral Lui oğlunun hayatından endişelenmekte son derece haklı idi.. Pers kralı Büyük İskender’i öldüren, Mezapotamya, ve Antik Yunan uygarlığının yeryüzünden silinmesine, Büyük Roma İmparatorluğunun yıkılmasına neden olan, tıp biliminin tanımladığı ilk hastalıklardan biri, sıtma, yaklaşık 30 yıldır Avrupa’yı pençesine almış, on binleri yok ediyordu.. Lui de çocukluğunda bu hastalığa yakalanmış ve Güney Amerika’da misyonerlik faaliyetleri yapan Cizvit papazlarının Avrupa’ya getirdiği “kınakına ağacının” kabuğu(bu gün de sıtmanın tedavisinde kullanılan, “kinin” adıyla bilinen ilacın etken maddesi) ile iyileşmişti.. Ancak geçen yıllarda Cizvit tozunun tedavide etkisiz olduğuna inanılmıştı.. Aslında doktorların/papazların bilmediği, sıtmanın birden fazla tipte hastalık yapma şeklinin olduğu ve kullanılacak kınakına tozunun miktarı idi..
İşte böyle bir ortamda, 1670 yılında İngiltere’nin güneyinde, Essex adı verilen bölgede yaşayan, genç bir tıp öğrencisi ve eczacı çırağı olan Robert Talbor, “Ateşli Hastalıklar Uzmanı” olduğunu duyurarak, Londra’da süratle ün kazanmaya başladı. "Piretoloji, ya da sıtmanın sebebi ve tedavisi" adlı bir de kitap yazan Talbor, kitabında "cizvit tozu ya da peru tozu" olarak bilinen ilaç ile yapılan tedavinin tehlikelerinden bahsediyor, formülünü gizli tuttuğu kendi ilacının hastalığı kesin tedavi ettiğini yazıyordu.. Essex deniz kenarında, aynı zamanda içinden nehirlerin geçtiği “sulak” bir bölgedir.. Sıtma hastalığının taşıyıcısı olan sivrisinekler bu bölgede çok sayıda bulunmakta ve yüzlerce İngiliz’i hasta etmekteydi.. Talbor, “sıtma salgınının görüldüğü bir deniz kıyısında, kendimi alkışlıyorum” derken, aslında fırsatçılığını gözler önüne sermekte idi..
Ünü yayıldıkça, talep ettiği tedavi ücreti astronomik rakamlara ulaştı.. Bu başarısı Kraliyet Tıp Akademisi'ni kızdırmaya başladı ve kendisine karşı cephe alınmasına yol açtı.. Bu sırada, Kral 2. Charles sıtmaya yakalanınca Talbor saraya çağrıldı..
Kralın iyileşmesinden sadece birkaç hafta sonra, 27 Temmuz 1672’de şövalyelikle onurlandırılan Robert Talbor, kralın özel doktorluğuna getirildi. Talbor artık asilleri tedavi ediyordu.. 1679 yılında, Fransa Kralı 14. Lui'nin hayatta kalan tek oğlu sıtmaya yakalanınca Kral 2. Charles, Talbor'u Paris'e gönderdi..
14. Lui, oğlu iyileşince Dr. Talbor’u çeşitli hediyelerle ödüllendirdi.. Ancak doktorun gizli formülünü ele geçirmek istiyordu.. Bunun için kendisine 3000 Fransız altını vermeyi kabul etti.. Talbor, Paris'te hatırı sayılır bir servete kavuşmuş oldu.. Yaptıkları anlaşmaya göre formül kralla, doktor arasında kalacak ancak Talbor öldükten sonra açıklanacaktı..
1681 yılında 39 yaşında öldüğünde Talbor'un formülü gazetelerde yayınlandı; "6 dirhem gül yaprağı, 2 ons limon suyu, kınakına kabuğu tozu ve şarap" Hastaları şaşırtmak için arada bir kullandığı şarabı değiştiriyordu.. Aslında tek yaptığı kınakınanın dozunu yüksek tutmaktı.. Böylece sıtmanın tipi ne olursa olsun formül işe yarıyordu.. Ölümünden sonra Talbor'un adı şarlatana çıktı. Şarlatan olduğu doğruydu. Zira doğru dürüst tıp eğitimi görmediği halde doktor olduğunu ilan etmişti.. Kendi formülünde kullanmasına rağmen kınakına kabuğunu kötüleyip başkalarının kullanmasını önleyerek, kendi yaptığı ilacı alamayacak durumdaki binlerce hastanın ölümüne sebep olmuştu.. Bütün bu sahtekârlık hikâyesine rağmen tıp tarihçileri, Talbor olmasaydı, bu ilacın yaygın kullanımının yıllar değil asırlar alabileceğini belirtmektedirler.. Böylece 17. yüzyılın sonlarında Kınakına kabuğu "Peru Tozu" adıyla İngiliz Farmakopesi'ne(tedavi etkinliği kesin olarak kabul edilen ilaçların formüllerinin ve ilaçla ilgili diğer bilgilerin olduğu kaynak) girmiş oldu..
*Bu yazı, yüzde 90'ı tropikal Afrika'da olmak üzere, zaten her yıl 1.5-2.7 milyon kişinin ölümüne yol açan, sıtma hastalığının, "etkeninin güçlenmesi ve birçok ilaca karşı direnç geliştirmesi sonucu, dünyanın gelişmiş ülkeleri için de bir tehdit haline geldiği" şeklindeki, basında yer alan haberler üzerine, yazılmıştır..
*Yazının ilk bölümü kurgu olup, Robert Talbor’un yaşantısı ile ilgili bilgilere aşağıdaki iki kaynaktan ulaşılmıştır..
http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?artid=1034677
http://www.herbalistatabay.com/kinin.htm

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About