18 Ağustos 2008 Pazartesi

Affet beni Ayşe- KEREM OĞUZ

Share it Please
Bu hayatta son sözü söyleme hastalığı olan insanlar var. Evet sevgili günlük, var böyle insanlar. "Yumurta tavuktan çıkar" derseniz eğer, mutlaka "tavuk da yumurtadan çıkar ama..." diye bitireceklerdir. Kaşları yukarı kalkar, boyun 15 derece yan yanatar bunu söylerken. (hatırlatırım, bunu da unutmayalım) der gibisinden son noktayı koyan, hafif sitemkar bir ifadeleri olur. Sanki siz bunu bilmiyormuş gibi o mutlaka bu şekilde bir "finiş" yapmak ister. Yapamazsa kudurur. Noktaya koyan adam olmak zorundadır o. Ertesi gün siz lafınızı "tavuk yumurtadan çıkar" diye bitirirseniz o da mutlaka "ama yumurta da tavuktan çıkar" diye bitirecektir. Berbaber maç izledikten sonra "falanca takım çok iyi oynadı" derseniz gelecek cevabu tahmin edersiniz : "filanca takım da çok kötüydü ama..." Bilirsin evet sevgili günlük bilirsin ki eğer "filanca da ammma kötü oynadı" denseydi bu zat "falanca çok iyi oynadı da ondan diyecektir". İşte böyle zamanlar da çok feci daralıyorum sevgili günlük. Seni kapatıp cildinin köşe tarafıyla bu kişinin kafasına, gözüne, kaşına doğru sert sert vurmak, o zata şiddet uygulamak istiyorum.

Bilemiyorum acaba yanlış mı düşünüyorum?
***
Denk gelip de okuyan şişko patatesler meseleyi kişiselleştirmezse sevinirim. "Şişman kadınlardan çok korkuyorum be günlük" Bilemiyorum küçükken annemle gittiğim salı pazarında basenlerin, kalçaların arasında kalıp da nefes alamadığım günün bunda ne kadar etkisi var. Yanağıma basan basen, burnumu düzleyen kalça hatırlıyorum. Aşağıdan baktığımda güneşi kapatan memeler vardı be sevgili günlük. Annem mandal alıyordu, ben mısır istiyordum ve pazarda gak gak gubarak diye sesler çıkaran devasa teyzeler vardı. Kabus gibi bir gündü.

İşte bu yüzden sadece süper modellerle flört edebiliyorum. Ola ki birisinin ayva göbeği çıksın, yüzü az yuvarlanacak, memesi şampanya kadehine sığmayacak olsun...Basıyorum tekmeyi kıçına.

Kızma günlük, korkuyorum ne yapayım...

***
Şişman deyince de laf lafı feci açar ama bunu da deyip konuyu değiştiresim var, Kadıköy'de "Aynur'un güzellik salonu" diye bir yer var.

Aynur 110 kilo çekiyor...

***
İkinci tatilimi Bozcaada'da yapacağım aziz günlük. 15 yıldır gitmedim. Son gittiğimde Almanca bir dil kampına katıldıydım. Yaşı en küçük olan bir ben vardım, bir sınıf arkadaşım burcu bir de onun arkadaşı ayşe. Ayşe çok güzel kumral bir kızdı, saç rengi güneşten açılmıştı, kıvır kıvır iri telli saçları vardı. Benim tek arkadaşım burcu olduğu için mecburen ayşe ile de takılmak zorunda kalmıştım. İki üç gün geçtikten sonra ayşe'nin şakalarıma çok (ama biraz fazla çok) güldüğünü fark ettim. Sonra arada burcu kayboluyor biz ayşe ile başbaşa kalıyorduk sevgili günlük. ayşe'nin benle ilgilendiğini fark edince çok fena panik oldum sevgili günlük.

ne demek öyle sevgili falan?

biz kendimizi bildik bileli kızları uzaktan izlemez miydik sevgili günlük? davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş yakından kulaklarım ağrıdı. ayşe gerçekten de yüksek sesle gülüyordu. "dur ben bir şakacık yapayım sonra yirmi metre koşayım sen o zaman gül" diyesim gelmişti.
ertesi günlerden birisinde soğuk denizde yüzerken ayşe dur bir dakka sana bir şey söyleyeceğim dedi. gözleri böyle fıldır fıldır dönüyordu, ben çok korktum ben günlük. ayşe denizde bel hizasına gelen suda zıplaya zıplaya bana yaklaşıyordu. gülüyordu. fıldırıyordu. birden beni öpeceğini falan tahmin ettim çok panik oldum. serde yüzücülük de var tabi, ben suya daldığım gibi son sürat gökçeada'ya doğru ayak vurmaya başladım. her ne kadar "dediğim hiç bir şeye inanmamak gerek" desem de sen buna inan günlük, sen de elli, ben diyeyim kırksekiz metre açıktan çıktım. ayşe mal mal etrafına bakıyordu, çıktığımı göremedi. bir iki saniye için bir yerden çıkıp da onu şaşırtacağım falan sandı. kaçtığımı anlayınca bozuldu ve kumsala doğru yüzdü.

ayşe bir hafta sonra mert'in sevgilisi oldu. mert benden yirmiiki santim kadar uzundu. Tabi kulakları o kadar yukarıda olunca kahkahalardan benim kadar etkilenmedi. Zaten et kafalının da tekiydi. Bana sorarsan tabi. Ama bana sormamak gerek. çünkü bana sorarsan ben herkesin kafasına sürecek bok bulurum. Dur konuyu dağıtmayayım daha bozcaada hakkında anlatmak istediklerim var.

Kampın son günü mert hasta oldu, kenarda bir yerde güneş çarpmış köpek gibi yatıyordu. ayşe yanına gidip mert'i yanağından öptü.

İşte o zaman çok kıskandım be günlük. ayşe saatlerce gülsün istedim bağıra bağıra, yeterki beni bir kerecik öpsün, öpsün istedim...

K.

Resim: İda Jarosova

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About