15 Haziran 2008 Pazar

Suskun- HOŞSADA

Share it Please
Hiçbir şey suskunluğun verdiği üzüntüyü yok edemiyor. Ve o suskunluktan çıkan binlerce anlam insanı nefessiz bırakıyor. “Hani” diyorsun “hani öyle bir kasırga çıksa da alıp götürse içindekileri. Ya da bu suskunluğun dibine vursa seni” Ama ne o kasırga geliyor ne de o suskunluk bitiyor… Her şey uzuyor… Uzadıkça yalnızlaşıyor… Yalnızlaştıkça sorular çoğalıyor…

Hiçbir soru cevapsız değil ama çoğu soru dilsiz kalıyor bazen… Hayat ya da hayatındaki birçok insan seni suskunluğuyla cezalandırıyor. Ve anlıyorsun; hiç kimseye böylesi bir tutkuyla bağlanmamalısın. Ne bir sevgiliye, ne bir dosta ne ablaya, abiye, kardeşe ne de herhangi birine… Bağlandıkça dile geleceği yerde sesler sağırlaşıyor… Kimi zaman köreliyor… Kimi zamanda beklenmedik şekilde dile geliyor… Bu bir karmaşadır… Ve her karmaşa çözülmeyi bekler… Çözümsüz kalan her suskunluk yeni düğümler atar insanın içine…

İnsana biraz umut lazım… Hayattan uzak kalmak belki bir umuttu yeniden doğmaya, arınmaya… Kendini dinlemek her zaman iyi gelir… Ve toparlanmak belki de uzaklaşmak en güzel çözümdür…Kötü olan tek şey herkese uzak sandığının sadece sana uzak olmasıdır…

Fotoğraf: http://foureyes.deviantart.com/art/Silent-Words-1189359

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About