15 Haziran 2008 Pazar

Şarkılara sordum söylemediler- AHMED CEMİL

Share it Please

uyku tutmadı bu sabah sağa dön sola dön tekrar uyumanın imkanı yok. o halde dallamalığın da lüzumu yok kalk bir iki kitap oku bari dedim zatı alime. el yüz yıkama ve ihtiyaç faslı için önce banyoya tabi. ayıptır söylemesi kenefte oturuyorum le penseur gibim.

o da ne ? havalandırma boşluğunda tuhaf sesler..
evet evet martı sesleri bunlar.
keneften sonra söylemesi ikinci ayıbım, deniz manzarası olmasa da denize yakın olduğundan konutumuz yaz kış boldur martılarımız.
ama ilk defa bu kadar yakından şahit oldum konuşmalarına!

genç bir martı ile bilge bir martı biz insanları da ilgilendiren ilginç bir hasbihal yapıyorlardı.

ben diyeyim bilerek ve isteyerek siz deyin taammüden ama sonuçta kulak misafiri oldum olaya.

-lag lag klag klagg klagg

-auuuuw

-klag lag lag

- auuw. klagg lag klagg gag.

- auww.

-şinasi abi n’olacak bizim bu halimiz.

-ne varmış halimizde yiğit can.

-daha n’olsun abi. hadi yazın neyse de. kışın götümüz donuyor bu kiremitlerin tepesinde.

şu insanoğluna imreniyorum valla. kıskanıyorum hatta. ohh ne güzel sıcacık evlerinde mışıl mışıl uyuyorlar. yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında.
bize bak bir de! buz gibi denizin üstünde saatlerce balık kovala şansın varsa gün içinde belki bir iki tane girer boğazından içeri. ya da dakikalarca nefes nefese vapurdan atılacak bir lokma kuru simitin peşinde kanat çırp. hayat mı bu şinasi aağbi?

-bak yiğit can. o hayatlarına özendiğin insanlardan kaç tanesi de sana özeniyor biliyor musun? şu kuşlar, martılar kadar özgür olsam. göklerde, zirvede olsam kanat çırpsam güneşe yaklaşsam ve oradan izlesem doğayı, yeşili, maviyi kötülüğün ve insanların olmadığı yerden dediğini.

al işte özendiğin sıcak yatağında yatan insanlardan biri aşağıdaki 10 numara. evli ve çocuklu. iyi bir işi var iyi kazanıyor, aç değil açıkta değil ama mutsuz. ama huzursuz. kimsenin kendisini anlamadığını düşünüyor. kurulmuş robot gibi her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılmış. bırakıp gitmek uzaklaşmak istiyor her şeyden ama kanatları yok!

keza çaprazdaki 7 numaranın lise sona giden kızı. yoğun bir aile baskısı altında. o güzel sanatlar okumak istiyor. lakin her ikisi de avukat olan anne babası hukuk okumasını istiyorlar.
bunalmış durumda intihar etmesinden korkuyorum. ya beş numaraya ne demeli ? 30 sene bürokrat olarak çalıştığı kamu kuruluşundan geçtiğimiz sene emekli oldu. büyük bir boşlukta buldu kendini. fazla arası olmadığı içkiyle sıkı fıkı dostlar şimdi. sarhoş gezdiği zamanlar ayık gezdiği zamanlardan fazla.

- tamam tamam şinasi ağbi diğer örneklere geçme istersen. ben dersimi aldım ağbi. şimdi de boğaz havası almaya gidiyorum. istediğin bir şey var mı benden?

selametle git yiğit can selametle.

yazan’ın deepnotu : işbu yazı onaltıekimikibinaltı istanbul sabahında gerçek bir olaydan esinlenerek klavyeye alınmıştır. lakin bu haziran ıscağında niye tekrar gündeme geldiği net olarak bilinmemektedir. dolayısı ile alıcılarınızla oynamamanız hususiyetle rica olunur.

2 yorum:

بerجesتe dedi ki...

senin bu martıların bi değişik versiyonu olan karga cıvıltılarına bizim evin halleri de epey bi şahitlik yapıyor...güney marmaranın denize ırak yine bir güney ucunda bırak martı sesleri duymayı........kargalara şükrediyorsun...kenefte ol,salonda ol,her nerede olursan ol,"kendini dinleyebileceğin" yegâne ortamlarda iç/sel dedikodularına karışıveriyorlar nâgehan! bilmem ki... özeniyorlar mı dersin 5 numaradakilere...
ben özenmiyorum galiba onlara...uçacak kaçacak hiçbir yerim olmadığından! hicretimiz iç'imizde bizim:)

yor'anın haşiyesi: onaltıekimikibinaltı istanbul sabahında gerçek bir olaydan esinlenerek klavyeye alınan işbu yazıyı ben güney marmaranın bu haziran sıcağından önce hiç mi görmedim,yoksa gördüm de unuttum mu bilmiyorum...
bilmediğim için de alıcılarımla oynamayı hiç mi hiç düşünmüyorum efenim..

Adsız dedi ki...

hafıza-i beşer nisyan ile malüldür :)
ahmed cemil.

Blogger templates

Blogroll

About