22 Haziran 2008 Pazar

Evcil duyguların koynunda- ÜÇ NOKTA

Share it Please
Yaş kemale erip, yolun yarısına varacakken düştüm büyümekten; dik yokuşlardan.Geçtim yalancı sanışlar, içten kanamalı yaralardan, farkındalığın yitirilmiş sevinçlerinden.


Şaşkın çocuk olmuşum ben. Deniz kenarında bir parkta; oynuyorum kalbi tahterevalli çocukla .Havalanıyor soluğu “tut beni” diye açıyor kollarını.Salıncağın başında bekleyip tutuyorum sıkıca. Sarıyor boynumu.Boğulacağım; o kadar çok seviyor.

Bir çocuk kaçtı gözüme; gözyaşlarıyla.Yalınayak bastı yüreğime.Güldü bir çocuk; gülüşüne doldu bütün kaydıraklı zamanlar.Sonra almışlar elinden oyuncağını, çeke çeke kırmızı burnunu, ağlayarak sokuldu yanıbaşıma, bastım bağrıma.

Ağlama!
Daha güzelini alırım ben sana.

Bir çocuk nanik yaptı parmağıyla..Elim sende oynayalım dedi kaldı eli bende. Yetmedi sobeledi bir de. Kaçacak yerim yok oysa.

Emeklemek istedim bir çocukla. Bilmiyor bakmayı, görmeyi, gülmeyi bilmiyor.Kaybolmak istedim uykusunda.Birlikte büyümek; sancısıyla...

Tuttu çocuk burnumu, yüzüme dokundu . Ah...! Evcimen duyguların koynundaki o sütlü pudra kokusu... Şimdi saç diplerimden çekiştiriyor laf anlamaz hasretim.

Baba ol , baba ol!

Düşlerimden sesleniyor yavrukuşum.Duyuyorum sesini ceviz ağacına kurulmuş salıncakta

Babaaa…! Babaaa!

Biniyor bisikletine, uçuyor. Yetişemiyorum hızına…

Depreşmiş sevgiler nereye akar.Bir boğa gücünü neyle sınar. Kalakalmışım kapısında baba olunca anlarsın dediklerinin.

Şu belirsiz akşamüstünde dünyaya çatlak sesiyle merhaba diyen bir çocuk doğsun, benim olsun.Yoksa hep yitik çocukluğuma gidiyorum.Çalı çırpıdan kuru bir armut ağacının altına...Uzanmıştım boylu boyunca öğlen uykusuna . Altında sonbahardan kalan küçük taşlaşmış armutlarla oynuyorum. Yabani armutlar... Hani yersin, boğazında kalır. Kalışını özlemişim……

Resim: William-Adolphe Bouguereau

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About