6 Temmuz 2008 Pazar

SAYI 11

Share it Please
Dumansız hava sahası- AHMED CEMİL

hızlı hızlı indim merdivenlerden.yaşadığım hayal kırıklığı ve akabindeki sinirden caddeye nasıl çıktığımı hatırlamıyorum.

birkaç aylık sıkıntıda bardağı taşıran son damla olmuştu bu. çıkma teklifi reddedilen bir delikanlının ruh hali içinde ayaklarıma bıraktım bedenimin insiyatifini. DEVAMI

***************************************************************************************
Seviyor, sevmiyor- FARUK SÜRENER

Sevcili pilogirlar. Bildiğinuz cibi daha önce aşkla ilcilu olarak çeşitli konilarda taktikler verdum, toplumi işul işul aydinlattum. Örnek misal vermek gerekirse, aşik misinuz oni anladinuz, çekingen misinuz oni da çözdünuz, kiz tavlama sanatu ile bi ton kiz tavlama yeteneğu elde ettinuz ve benzeri saireler. Birinuz da demedu ki, “Yaa iyi de Tarik kardeşum, sen aydinlatiyon aydinlatiyon da acaba kiz beni seviyor mi, sevmiyor mi, oni bilmiyrum ki! Ha bu konuya da bi el at da kiz beni seviyosa boşuna sitres yapmiyum. Hayir, akşama Fener’in maçi var da, eğer seviyosa kizu ekebilirum” cibi. Boyle bişey demedinuz hiç! Demeyun da zaten. Ne o oyle, benim taktiklerimu zavalli kizu ekmek için mu kullanacaksinuz! Daha neler! Sabah sabah sinirimu bozmayin daa! DEVAMI

************************************************************************************
Bu coğrafyada- FULYA

Keder bizim iliklerimize işlemiştir bu coğrafyada.O yüzden kimse neden diye sormadan sokağa çıkıp insanların yüzlerine baksın, gazeteleri açıp sadece manşetleri okusun, bir kaç kanal dolaşıp haberlerden bir kaç cümle dinlesin.Keder bizim iliklerimize işlemiş kimse neden diye sormasın...
Bu soru anlamısızdır artık biraz görebilen bir yürek için... Sokağın ruhunu okuyabilen için anlamsızdır...Bir dolmuşta gülen insanların sadece hiç bir şeyden haberi olmayan ince bilekli çocuklar olduğuna dikkat eden adam için, bir gün içinde birbirini öldüren ne çok insanla aynı ülkede yaşadığını bilen için... DEVAMI


************************************************************************************
İyiyim ben- HOŞSADA

Susuyorsam, hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözlerle bakıyorsam; üzülme... İyiyim ben!

Saçlarıma takılıyorsa hayallerim, ruhum derin bir çöküntüyü yaşıyorsa bile geçer... Meraklanma sen!

Geceleri uyuyamıyorsam, her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime; endişelenme... Zaman gelir uyurum ben! DEVAMI




***********************************************************************************
Kara köpek- KEREM OĞUZ
Berberin tuttuğu makas artık elinin bir uzantısı gibi olmuştu. Aynanın karşısına geçmiş kendi bıyıklarını düzeltirken dükkanın yanındaki sokaktan bir yaşından küçük ama yavru sayılmayacak kadar da büyük, siyah uzun tüylü bir köpek fırladı. Nedendir bilinmez köpek gülüyordu. Gülen köpekten bile korkup ani bir hamle ile bir adım arkaya çekilen çocuk eğreti bir yerli punk dı. Çocuk geriye doğru hamle yaptığında hem arkasından gelen hollanda'lı kızın hem ayağına basmış hem de kızın elindeki dondurmanın yarı çıplak göğüslerine yapışmasına sebep olmuştu. Hollanda'lı kız yüksek kaldırımdan inen ve çıkan hemen hemen hiç kimsenin anlayamayacağı bir küfür patlattı. Küfürün Türkçe'si "hassssktir" olmalıydı. DEVAMI



************************************************************************************
Spartaküs terazisi- MEHMET SAĞLAM
Mi
lattan sonra 37–68 yılları arasında yaşamış, acımasız Roma İmpara­toru Neron eğlenceye de oldukça düşkün bir hükümdardı. Bir gün kafasına ne estiyse bilinmez, en cesur gladyatörlerinden II. Sparta­küs’ün idmanlarını ağırlaştırmasını, iki hafta boyunca çok iyi beslenmesini emreder. Ayrıca, Afrika’dan 4O erkek kaplan getirilmesini de ister.

Her şey hazır olunca, Roma ahalisi heyecanlı bir gösteri için büyük arenaya davet edilir. Eğlenceye düşkün on binlerce kişi stadyumu doldurduktan sonra... DEVAMI


************************************************************************************
Bitmez- NİHAL YETKİN

"Sonunda bitti" diye haykırıyor sevdiğim yorumcu. Yüksek sesle, herkese duyurarak, "Bitti" dedikçe gönül ilişkisini bitirdiğine daha çok inanacak gibi. Biten bir şey yok aslında. Gerçekten bittiğinde hiç düşünmeyecek oysa olan biteni ve "bitti" demeyecek. Ve aslında bilinçaltında o kişi bir şekilde yaşamaya devam edecek.

Öğrenciler "bitti" diye geziniyorlar etrafta, dönem bitti. Aslında biten bir şey yok. Takvim gibi kendi yarattığımız akademik dönem sona ermiş gibi görünüyor.Halbuki ikinci dönem birinci dönemle doğrudan ilintili dersler var... DEVAMI

************************************************************************************
Kaş ve aşk- ÖZLEM AKAYDIN

Kaş ve çevresini gidip gördüğümüzde duygularımızın yerinden oynamaması elde değil. Antalya’nın şehir merkezine uzak ilçelerinden biri olan Kaş aynı zamanda Akdeniz'in renginin de en güzel göründüğü yerlerden biri. Bana göre de Antalya’nın insanın aklına AŞK’ı getiren tek ilçesi KAŞ.

Şehir merkezinden yola çıkıldığında kara yolu ile yaklaşık 3 saat içinde Kaş'a varmak mümkün. DEVAMI

************************************************************************************
Bir ikili ki... PİRMETE

Kıpır kıpır...

Kanatlandırıyor, sürüklüyor, büyülüyor insanı… Hüzünlendiriyor da. 70’li yıllarda ve 80’lerin başlarında hep ikili olarak sahne aldılar. Çok „in“diler. Avrupa’yı salladılar Beatles ya da Rolling Stones gibi. Saraylarda, stadyumlarda virtüyözlüklerini kanıtladılar. 2 x 88 tuşlu piyanolarını kanatlandırırken, dinleyenlerini başka dünyalara uçurdular… Dünya çapında ünlü bu fortissimo piyanistlerinin müzik dünyasına getirdikleri yenilik, müzik üretmenin kendilerine özgü yöntemiydi: Müzikte modayı, moderniteyi klasikmiş, klasiği ise modern ve modaymış gibi dillendirmek… DEVAMI

*************************************************************************************
Sıra sıra kolilerden çıkan mektuplar- TUĞBA

''Sevgili arkadaşım, son mektubunu aldıktan sonra ne kadar zamandır görüşemediğimizi düşündüm, sınavlar öncesi gelişim sonrası.....'' diye başlayan bir mektup buldum, yıllardır görmediğim okul arkadaşımı yeniden hatırlatan, eski günlere yolculuğa çıkaran satırlarla.
Annemin, '' sıra sıra dizilmiş bu kolilerin yığıntısı ruhumu karartıyor, hiçbir yere sığdıramıyorum. Gerekli olanları ayırırsan kalabalık gitmiş olur'' sitemı, artık erteleme yapmadan bu temizliği yapma zamanının geldıiğini müjdelerken, anılar yolculuğunun bu kadar keyifli olacagını tahmin etmiyordum. DEVAMI

*************************************************************************************
Hayat Bilgisi- ÜÇ NOKTA

Okul yıllarında yeni aldığım defterlerin, o beyaz, o uçsuz bucaksız gibi görünen pürüzsüz sayfalarına heyecanla baktığım gibi bakıyorum yine şu yeni gelen yıla. O el değmemiş sayfalarda gözlerim her dolaştığında hep heyecanlanırdım. İçimi kamaştıran bir beyazlıktı sayfaları, kalemin ucunu dokundurmaya kıyamazdım. Satensi ,yumuşak sayfalarına dokunurken neler yazacağımı düşünürdüm. Hangi sayfasında dirsek çürütecek hangisine ‘kırmızı kalemle ‘ önemli başlıklar düşecektim. DEVAMI

************************************************************************************
Veda- YEŞİM ÖZDEMİR
Bir eve daha veda etme zamanı geldi işte… Toparlanıp, eski püskü battaniyelere sarılmış koltukların, esmer ve terli işçilerin sırtında teker teker odadan çıkarılışını izliyorum sessizce. Onlar bir an önce işlerini yapma telaşında bütün odaları hızla boşaltırken , ben hüzünle karışık bir sükunet içinde , hiç bir ayrıntıyı unutmamak adına evin odalarını geziyorum büyük bir dikkatle. Boş duvarlarda yankılanan ayak seslerime kulak kabartıyorum. Ne tuhaf! Daha düne kadar mutfağında yemek pişen, salonundaki televizyonun sesi koridora yayılan , balkonundan sardunyalar sarkan bu ev , bir anda tarifsiz bir küskünlüğe bürünüverdi adeta.. DEVAMI


Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About