19 Temmuz 2008 Cumartesi

Ender- SERDAR ÖZDEMİR

Share it Please
Bedia teyzenin, “konak orası, konak” diye yücelttiği, koyu kahverengi ahşap sundurmalı, balkonundan altı basamakla erguvan çiçekli bahçesine inilen, kiremit rengi evine taşınmışlardı. Bedia Teyze, daha ilk günden, Ender’i şöyle bir süzdükten sonra, annesine; “Semahat Hanım, oğlana söyle bahçedeki asmacıkları ziyan etmesin.” diye, endişesini dile getirmişti. Hatta bununla da yetinmeyip, Ender’e dönerek; “Yavrucuk, bak bunlar üzüm verecek, şıra yapıp içiricem sana; yüzüne kan gelir. Sakın kırma dallarını emi...” diye, iyice bir tembihlemiş, yine de, anahtarı yeni kiracısına teslim edip, ‘konağın’ merdiveninden, bastonu yardımıyla, oflaya puflaya inerken; “fel fecir okuyor bu çocuğun gözleri, kırmasa bari asmacıkları” diye söylenmekten kendini alamamıştı.DEVAMI

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About