25 Mayıs 2008 Pazar

Soru sormanın yükselen değeri-MEHMET SAĞLAM

Share it Please
İnternet sayesinde öylesine akışkan bir çağa girdik ki, yaygınlaşan bilgiye kolay ulaşma yüzünden bilginin değeri iyice azaldı; öyle ki, “Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözü sadece eski kitaplarda kaldı. Arz talep dengesi öylesine değişti ki -piyasa ekonomisinde olduğu gibi- bilgi enflasyonu bilginin değer kaybına sebep oldu, böylece bilginin "borsa değeri" neredeyse dibe vurdu.


Artık aradığımız birçok bilgi kaynağına zahmetli yolculuklar veya yıllar alan eğitim yerine, arama motorları sayesinde anlık bir emek harcadıktan sonra kolayca ulaşabiliyor; dünyanın en zengin kütüphanelerinden dahi evden dışarıya adım atmaksızın yararlanabiliyoruz. Bilginin bu denli hızla yayılıp ucuzlaması “enformasyon teknolojisi”nden büyük kazançlar elde etmeyi hedeflemiş çevreleri -öngöremedikleri- büyük bir düş kırıklığına uğrattı. Ne var ki, IT (ay ti) şirketleri bilgiye ulaşma teknolojisini daha yaratıcı yöntemler geliştirerek ve bunları yaygınlaştırarak kazanç elde etmeye hâlâ büyük çaba harcıyorlar. Ancak, bilgi tüccarlığının giderek değer kaybedeceğini de kabullenmiş görünüyorlar.

Bu sürecin gelecek on beş yılda nasıl gelişeceğini ve bilgi kirliliğinin hangi olumsuz sonuçlar doğuracağını tahmin etmeye çalışan bazı düşünce kuruluşları ilginç bir saptamada bulunmuşlar: İşe yarayan bilgileri bulup öğrenmek artık önemli bir özellik değildir; işe yarayacak soruları bulup sormak çok daha önemli ve değerli bir özelliktir. Bu tanıya katılıyor ve tüm okurlara şu naçiz tavsiyede bulunmayı bir görev addediyorum: Kendinize, dostlarınıza, çocuğunuza veya öğrencilerinize işe yarayan sorular sormanın giderek artan önemini anlatın lütfen.

Özgül bilgiye bundan böyle özgül sorularla ulaşılacağı akıllardan çıkmasın. Soran ve sorduğunun yanıtını arayan insan geçmişte insanlığın kültürel ve bilimsel evrimine büyük katkıda bulunmuştu; fakat yaratıcılığı tetikleyecek ve bilgiden özgün bilgi çıkaracak sorular bundan böyle sorana daha büyük değer yükleyecek, kültürel ve ahlâki evrimimize daha fazla katkı sağlayacak gibi görünüyor. Bu yazının ruhuna uygun olarak, ben de -öyle iddialı olmayan- ilk sorumu sizlere soruyorum: “ilham” ve “düşünce” arasındaki üç benzeşme hangileridir?

Sorularla kalın...

Resim: http://graveunicorn.deviantart.com/art/Question-mark-60521623

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About