28 Eylül 2008 Pazar

Bilmiyorum Teyze Bilmiyorum- KEREM OĞUZ

Share it Please

-Oğlum salatalıklar ne tarafta?

+Hiç bir fikrim yok

-Efendim?



"Efendim" deyip de ben daha iyi duyabilmek için kulağını bana doğru döndü ihtiyar teyze. Allah'ım onlar ne büyük kulaklardı öyle! Bu kadar büyük kulakları olan birisinin işitme problemi olması da ne ilginçti. Her ne kadar büyük kulağa sahip olmak ve iyi duymak arasında bir ilişki kurmak mümkün olmasa da, yine de ortada bir tezat vardı. Görüyordum ben tezatı.



"Teyze" dedim. "Bilmiyorum ben salatalıklar ne tarafta". "Sen burada çalışmıyor musun?" dedi. "Ben de müşteriyim" dedim. İnanmadı bana. Böyle bir gözünü kısaraktan, boynunu hafif de bükerekten süzdü beni. Turuncu tişörtüm ve belimden sallanan anahtarlar ile migros çalışanına benziyordum, ama değildim. Daha iyi niyetli olup migros çalışanıymış gibi yapıp teyzeye salatıkları bulmasına yardımcı olabilirdim. Ama o benim yalan söylediğimi düşünerekten bana şüpheli şüpheli bakınca, merhamet hakkını da kaybetti. Bir kere daha sordu ; "görevli değil misin?" "Değilim" deyip yanından geçip çikolata reyonuna doğru devam ettim. Buradaki rahatsızlık teyzenin "hata yaptığını kabul etmeme" tavrıydı benim için. Yani ben "gel göstereyim" deseydim içinden diyecekti "ben biliyordum zaten senin görevli olduğunu, bir de değilim diyor eşşolueşşek". Aynen böyle diyecekte sevgili günlük. İkimizde çok iyi biliyoruz bunu. İşte sırf bunu diyemesin diye, yaptığı hata ile yüzleşsin diye yardım etmedim.

EVET TEYZE EVET ! Sen Aslında görevli olmayan birisini görevli sandın! Hata yaptın!


Teyze olayını arkamda bıraktım ve Nutellamı alıp makarnalara giderken, başka bir teyze yetişemediği konserveleri gösterip benden yardım istedi. Bu da beni görevli sanmıştı ama öncekine göre hem daha küçük hem de içinden kıl fışkırmamış kulakları vardı. Yüzü de pek nurluydu. Yardım etmeyi-etmemeyi aklınızdan bile geçirmeyeceğiniz, ne derse hemen yapacağınız, önüne halı gibi serilmek iseteyeceğiniz ihtiyarlardandı.

Rafların önünde bir merdiven vardı. Merdivene çıkıp sordum, "bunu mu istiyorsun teyze" Diye. Fasülye değil, mısır istiyormuş. Ben mısır konservesini alıp aşağı inerken devasa kulaklı aksi teyze bir hayalet gibi yanımızda belirdi. Elinde büyük bir kutu ketçap vardı.



"Oğlum," dedi..."Salatalıklar ne tarafta?"

Bu arada benim az evvelki eşşoleşek olduğumu farkında değil.
"Bilmiyorum teyze"

"Efendim"

"BİLMİYORUM TEYZE BİLMİYORUM"


Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About