6 Eylül 2008 Cumartesi

Tolerans- MEHMET SAĞLAM

Share it Please
Müsamaha -yeni Türkçesiyle hoşgörü- bende tolerans sözcüğünü çağrıştırır hep. Bu, çok önemli kavramı –hoşgörü kelimesi yüzünden- kaybettik galiba! Bazen, hoşgörü derken tolerans da demek istiyoruz; fakat apayrı iki kavram bunlar...

Diyelim ki hıncahınç dolu bir otobüste biri ayağımıza bastı ve canımızı yaktı. O an, o kişiye bir ters bakış veya bir azar göndermek üzereyken, birden "çok özür dilerim" cümlesini duydunuz. Birdenbire reaksiyon göstermekten vazgeçer ve kişiyi hoş görürsünüz, değil mi? Çünkü özür dilemekle bunun kendi hatasından kaynaklandığını kabul edip affınıza sığınmıştır. Veya çocuğunuz en sevdiğiniz vazonuzu balkondan aşağıya atıp kırmıştır. Size karşı herhangi bir kastı veya art niyeti olmadan zarar verdiği için onu da hoş görürsünüz. İşte müsamaha budur...

Tolerans kelimesinin sözlükteki çevirisi hem hoşgörü hem müsamaha olarak yazılmış. Konunun püf noktası ve yanlışı da işte burada... Kullandığımız Latince, İngilizce, Arapça, Farsça veya Fransızca kökenli sözcüklerin kullanıldıkları kültür içindeki anlamlarını iyice kavramadan tercüme yaparsak, o zaman hem koskoca bir ulusu yanlış yönlendirmiş oluruz, hem de belki o ulusu kendileri için yaşamsal önemi olacak bir kavramdan mahrum bırakmış oluruz. TOLERANS böyle bir kelime...

Bence bugün ülkemizde demokrasinin hâlâ kültürümüze tam yerleşmiş olmamasının altındaki nedenlerin başında toleranssızlık yatıyor.

Peki, bu kavramın doğru çevirisi ne olabilir acaba? İşte yanıtı:
Tolerans: KARŞIDAKİNE KATLANABİLMEK’tir. Başkalarına tahammül göstermek, demokratik tutum ve düşüncelerin temel taşına sahip olmakla eşdeğerdir. Karşınızdaki kişi size son derece ters gelen düşünce ve davranış biçimlerine sahip olabilir. Ama o, bir insan olduğu; insan hakları evrensel bildirgesindeki haklara sahip olduğu ve kişiliğinin sizinkinden farklı olması çok doğal olduğu için ona katlanırsınız, tolerans gösterirsiniz. İşte o zaman da demokratik bir düşünce ve davranış göstermiş olursunuz.

Hoş görmek ise demokratik değildir; ama affetmeyle ilgili kişisel bir tercihtir. Ayağınıza basan kişi özür dilemediği zaman reaksiyon göstermek istersiniz doğal olarak; fakat tolerans sizi tepki gösterme konusunda engeller ve demokrat kılar.

Bu bağlamı pekiştirmek için şu gözlemimi de aktarmak isterim yeri gelmişken: herkesi, ama herkesi sevmek veya herkese saygı duymak doğamıza aykırıdır. Bu kadar ulvî bir özellik sadece Tanrı’ya ait olsa gerek... Tanıştığım en bilge ve mistik kişilerin bile herkesi sevip saymadıklarını yaşayarak deneyimlemiş biriyim. “Herkesi seviyorum ve sayıyorum” diyenler, bence bir tür sosyal maske takıyorlar.

Gerçekçi biriyim; fakat salt insan oldukları için, dünyadaki herkese katlanmak (tolerans göstermek) gibi, demokratik bir görevimiz olduğunu biliyor ve bunu kişiliğimin elverdiği sınırlar içinde de uygulamaya çalışıyorum.

Bu düşünceler içinde, herkese toleranslı bir ömür diliyorum.

Resim: Carlo Maria Mariani

1 yorum:

siirimsi dedi ki...

yüreğinize sağlık,

kaleminiz hiç susmasın

Blogger templates

Blogroll

About