18 Ekim 2008 Cumartesi

Ekim böyle mi gelecektin? NİLGÜN

Share it Please
Üşüten Ekim Pazar’ı , denizin bile keyfi yok hiç , çalkalanıp duruyor lacivert, mavisi uzaklara kaçmış!

Kuşlu Bahçe’nin çaylı , tostlu, küçük aile muhabbetinin içindeyim de ruhum karışık!Güneş kaçıyor bulutların ardına kuzeyin acı rüzgarına dayanamayıp, biz de kalkıyoruz. Eve dönüş, adımlarım sakin, içimde fırtınalar !

Ne yapmalı? Şu birden bastıran ekim soğuğuna! acil önlem almalı! Evet dolabım, giysi dolabım başka bir düzene girmeli artık! Kış geliyor, sıcak yaz günleri bitti, üşüyorum!

Boşalt, düzelt, yıkanacaklar tarafına ayır bazılarını, toparla! Hadi durma , aklını toparlayamasan bile dolabını toparlarsın , onu becerebilirsin! İndir , kaldır, düzelt çekmecelerini! Zihninin içindekileri düzenleyemesen de dolabının çekmecelerini düzeltebilirsin! Hoş kokulu bir sabun çıkar mesela çekmecenin birinden , bildik bir şey ama sen ona ne koca anlamlar yükledin, bir el emeği bileklik mesela, tut koluna şöyle bir , dal git derinlere! Midye mi toplarsın, gemi mi batırırsın bilmem, koy usulca bir yere , her şeye rağmen gülümseyeceğin bir gün yine bakarsın hatta bileğine takarsın!...

Dön bak şu dünyaya, insan insanı öldürüyor, sömürüyor, bombalıyor, kandırıyor, seviyor , ağlatıyor…..yapıyor işte bunların hepsini yapıyor! Kadim zamanlardan gelen bilgelik neresinde bu hayatın, verebilmek alacağını düşünmeden , şefkat gösterebilmek, kucaklayabilmek insanı , her canlıyı hatta evreni , neresinde bu dünyanın? …

Dönüyorum içime, sen bu soruların yanıtlarını bulamazsın diyorum , kimse bulamaz hatta. Bulmak istemez!...

Sonra birden Mevlana geliyor zihnimin içine , öyle yüce , öyle sakin, öyle derin oturuyor! Çekmeceler, dolaplar, acı tatlı anılar, yalanlar, gerçekler, sevgiler, çaresizlikler…..içimdeki yaman fırtına usulca uzaklaşıyor. Hızla aramaya başlıyorum ; bilgiler sıralanıyor peş peşe. Okuyorum , sakinleşiyorum, düşünüyorum , dinginleşiyorum. En çok da aklıma o eşiz değerdeki 7 öğüdünü yazıyorum.
‘Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörülülükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol’
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Ekim ayı soğuk, sağanak yağmurlar, fırtınalar, acılar, haksızlıklar ….hayatın sahnesindeki gösterilerine ara veriyorlar , gözyaşı ve hüzün perdesi kapanıyor bir süreliğine! Dudaklarım söylemese de içimdeki ses usulca dile geliyor: Ben Mevlana’ ya gideceğim, diyorum!…

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About