27 Nisan 2008 Pazar

Söz etme Öyle

Share it Please
Diyorlar ki; ''olmuyor bak böyle. Yine yok yazılacaksın hep birlikte yaşayacağımız güzelliklere, tarifsiz coşkuya..Milyonların tek yürek olduğu zamanları, yokluğunla bir eksik paylaşırken..Böyle değildi sözümüz..Aş engelleri de gel işte. Bekliyoruz İzmir’de....'' Demesi kolay nasılsa, sitem etmeyin öyle...Ben istemez miyim canım İzmir'imi görmeyi, Karşıyaka'da kağıt helva yiyerek imbat kokusu almayı, Kordonboyu'nda faytonla gezmeyi, Bornova'nın her mevsim değişen renk cümbüşü çiçeklerinin güzelliğini izleyerek sahilde yürümeyi...Ben istemez miyim, ''Teleferik''te, yeşillikler ve çam gölgeleri altında ciğerlerime temiz havayı doldurup, yükseklerden kuşbakışı İzmir güzelliklerine bakmayı..

Artık bizlerle olmasa da saygıya anılan ismi ve hizmetleri ile İzmir, İzmir'liler başta olmak üzere Türkiye'nin sevdiği ve unutmadığı Ahmet Piriştina'yı denize karşı türkülerle özellikle de Yavuz Bingöl ve Edip Akbayram'la anmayı...
Ben istemez miyim, Çeşme'de, Bodrum'da, Ege'nin mavi sularının güzelliğinde yakamoz ve dalga sesleri vokalinde, ''Bodrum'' ve ''Güllerin İçinden'' başta olmak üzere sevdiğim şarkıları söylemeyi, ya da dinlemeyi.

Balık eşliğinde Narlıdere'ye, Urla'ya selam göndermeyi, Tanju Okan'ı saygıyla, denizci selamıyla anmayı...

Ben istemez miyim, dürüst siyasetçi olduğu kadar, renkli ve çok yönlü kişiliğiyle gönüllerimizde farklı yeri olan politikanın ''İsmet ağbi''si İsmet Sezgin'in ''Söz etme öyle İzmir'den'' diye başlayan şiirini okumayı. Ben istemez miyim, Attila İlhan, Karşıyaka'dan, ait olduğu yerden, imbat'ı soluyarak, başında kasketi ile selam verirken , ''Sisler Bulvarı''na karşı ''Gazi Paşa''aydınlığında 19 Mayıs coşkusunu yaşamayı...

Ben istemez miyim, ''Çökertme'' eşliğinde ''Ege Zeybeği'' oynayan, efelerin seyrinde, ''Sarı Zeybek''in en çok yakıştığı, Mustafa Kemal Atatürk'ü görmeyi...İsterim arkadaşlar hem de çok isterim...Kelimelerin yeterli gelmediği İzmir sevgimi yaşamayı, sayamadığım güzelliklerini yerinde anmayı, birbirinden değerli sanatçılarının eserlerini dost sohbetlerinde fasıllarla geçmeyi, Ege’nin karşı kıyısından gelen ''Sirtaki'' selamına, ''Zeybek''le karşılık vermeyi, Ali Kocatepe, Sezen Aksu nağmeleriyle uzak diyarlara gidip gelmeyi, imbat'ı doyasıya solumayı çok isterim. O halde sitem etmeyin bana ''gelmiyorsun, yok yazılıyorsun, bir eksiğiz'' diyerek. Küçük bir olasılık varken karamsarlık denizinde boğmayın sözlerinizle. İsmet Sezgin'inde dediği gibi, ''Söz etmeyin öyle İzmir'den''. Daha çok üzülürüm sonra. ''


SÖZ ETME ÖYLE İZMİR'den
Söz etme öyle İzmir'den !
Deme öyle:
Mavi mavi duygulanıyor insan.
Bozkırdayım, biliyor musun?
Sense,
Toprağında yağmur kokusu,
Başın göklere ermiş,
İmbat'ı soluyorsun,
İzmir'i özümsüyorsun.
Söz etme öyle İzmir'den !
Kordonboyu sicim sicim bir yağmur,
Titreyen ışıklar havada,
Deniz sütliman karanlığında....
Deme öyle:
Bozkırdayım,
Toprağına ısınmayan bir bitkiden farksızım.
Sense,
Bir İzmir diyorsun!
Söz etme öyle İzmir'den!
Deprem kopuyor içimde,
Sökün ediyor bir bir anılarım.
Düşüp yollara sonra sonra,
Bölük pörçük unufak,
İzmir'i arıyorum,
Seni arıyorum."

İsmet Sezgin''


resim kaynağı: www. izmir.gen.tr sitesidir.

Hiç yorum yok:

Blogger templates

Blogroll

About